Türk Ocakları Elazığ Şube Başkanı Vahit Dabak yaptığı basın açıklamasında,” Devletler de insanlar gibi yönelim ve davranış şekillerine sahiptirler. Her devletin iyisi ve kötüsü vardır. Fakat Hacı Bektaş-ı Veli’nin buyurduğu gibi “Dili, dini rengi ne olursa olsun iyiler iyidir.” Dile, dine, renge önem vermeyen bu anlayış bizim geçmişimizin ve evrensel olarak dünyaya bakışımızın hülasası gibidir. Türk milleti hep Hacı Bektaş’ın düsturuyla hareket etmiş dünyaya bu tavrını kabul ettirmiştir. İyi insan olmayı dinen ve milli kimlikle bağdaştıran bir neslin evlatları olarak Türkler tarih boyunca bu tavırlarını devletlerine yansıtmışlardır. Fakat son zamanlarda Batı’nın bütün kötülüğünün basit bir numunesi şeklinde kendisini gösteren Fransız tavrı, tam manasıyla kötünün evrensel havuzuna su taşımıştır. Söylev ve eylem uyuşmazlığını her fırsatta tüm dünyaya gösteren Fransız aymazlığı tekrar tecelli etmiş, kutsal değerlere saygısızlık nosyonu geçmişteki kindar tutumun devamı şeklinde kendisini göstermiştir. Her fırsatta insan haklarından dem vuran, mağdur edebiyatıyla İslam’ı haksız yere terör damgasıyla yaftalayan Fransız söylevi sanki sömürüyle tüm dünyanın kanını emen Müslümanlarmış gibi, Ermenistan- Azerbaycan olaylarında kan dökücü çocuk katilleri Türklermiş gibi, çifte standarda yakışır bir tavır göstermiştir.
Malum Fransız İnsan Hakları Bildirgesi 4. maddesi “Özgürlük başkalarına zarar vermeden istediğini yapabilmektir” der. Peki, bir insana, bir millete, bir dine maddi ve manevi zarar vermek, bu kendini bilmezliği savunmak, hangi evrensel değer yargısıyla örtüşmektedir. Yine bildirgenin 1. maddesine göre “İnsanlar, haklar bakımından özgür ve eşit doğar ve yaşarlar” demektedir. Madem böyle ise; özgürlüğü elinden alınan, dünya kamuoyunda ikinci plana itilen, Türk ve Müslümanların hakları neden hümanist söylevleri diline dolayan Batılılar tarafından savunulmuyor.
Ermenistan’ın Karabağ’da işgalci olduğu gün gibi açık iken, sivil hedefler Cenevre Sözleşmesine aykırı bir şekilde vurulurken, ateşkes Ermenistan tarafınca defalarca bozulurken, Fransa neredeydi. Malum Charlie Hebdo saldırısında hayatını kaybeden 11 insan için dünyayı ayağa kaldıran Fransa, kanlı geçmişinde kıydığı milyonları hesaba katmıyor. 11 insanı can verirken, aynı anda Batı’nın kanlı elleriyle can veren Müslümanlar hatırlanmıyor. Zira insan hakları sadece ve sadece Batılılar için var(!). Irkçılıkta Soykırımda saklı maskelerinin ardındaki en büyük özellikleridir.
Elazığ Türk Ocağı olarak bütün dünyanın duyarsızlığına rağmen Türk milleti olarak kimliğimize yönelmiş olan her silaha karşı duracağımızı belirtiyoruz. Bugün Azerbaycan’da yarın tüm Türkistan’da milli varlığımıza karşı yönelmiş tehditlerle naçizane Türk kimliği ile mücadele edeceğimiz bilinmelidir. Fransa’nın ve Batı’nın her daim olagelen Türklere ve Müslümanlara karşı olumsuz ve uygunsuz bütün tavırlarını en şiddetli şekilde kınıyoruz. Biz Türklerin kutsal değerlerine bağlı ve bu konuda mücadeleyi önceleyen bir tavır içinde olduklarını en iyi Fransızların bilmesi gerekir. Zira Maraş’ı “Kahraman” yapan, Antep’i “Gazi” yapan, Urfa’yı “Şanlı” yapan, milli ve dini değerlerimize olan sadakatimizdir.
“Ne mutlu Türk’üm diyene”