AĞIN
Ağın Elazığ İl merkezi arası 77 km dir. Ağın 1954 yılında bir Bucak iken ilçe olmuş ve Elazığ'a bağlanmıştır.
Yüzölçümü 526 kilometre kare olup kuzey yönünde Hekemat Tepesi, güney yönünde Osman Tepesi, batı yönünde ise Aliuşağı tepelerinin arasında küçüklü büyüklü dereler arasına yerleşmiştir.
Dereleri sulak olduğundan yeşilin her rengine rastlamak mümkündür. Fırat'ın bir kolu olan Karasu, İlçenin Doğu sınırı boyunca uzanmakta ve Keban civarında Murat nehri ile birleşerek asıl Fırat'ı teşkil etmektedir.
Ağın isminin; toprağının beyaz olması nedeniyle AĞ YURT anlamına geldiği ifade edilir.
Türkçede akıcı,cereyan anlamına gelir.Ağın ilçesinin okuma oranı Türkiye ortalamasının üzerindedir. Ağın huzurun ve sukunetin diğer bir adıdır.
İlçe Hastek Kalesi, Bademli Kaya Mezarları, Höyükleri ve Şenkaya Çukuru (Kup),Balkaya (Sülük ) Krater Gölü,Tarihi Çınarları, İlçe merkezinde bulunan İspir Konağı ve Geleneksel mimariyi yansıtan Ağın Evleri ilçenin önemli değerleridir.
2015 Yılına Kadar Keban Baraj gölü üzerinde, Elazığ-Ağın arasında ulaşım feribotla sağlanmaktaydı. 2015 yılında Türkiyenin 4.Büyük Asma Köprüsünün yapılmasıyla birlikte Elazığ -Ağın arası ulaşım kesintisiz olarak sağlanmaktadır. İlçenin en önemli gelir kaynağını tarım teşkil eder.
Ancak ekim yapılan arazilerin bir bölümü Keban Baraj gölü sahasında kaldığından tarım alanı daralmıştır. Buğday, Arpa, Nohut, Üzüm, Nar, Badem, Ceviz, Dut, Elma ve Kayısı yetiştirilmektedir.Ağın Leblebisi ülke sathında bilinen en meşhur ürünüdür. Ağın Dericilik Fabrikası ilçenin en önemli sanayi kuruluşudur. Çevremiz halk bilim kaynakları yönünden zengin bölgeler arasında yer alır.
Ağın kültürel yönden; Elazığ'ın kökenini oluşturan tarihi Harput kültüründen etkilenen Kemaliye (Eğin) ve Arapgir yöresi Halk kültürü ile benzer özellikler gösterir. Bu benzerlikler yöresel bazı etkinlikler ve Çevredeki köylerin birbirine yakın olması, müzisyenlerin her yöreye gidip düğün yapmaları; kız alıp, kız verme gibi adetler Ağın ve çevresinin kültüründe benzer özellikler oluşturmuştur. 2013 yılı Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemine göre ilçenin toplam nüfusu 2.873 dir. Ancak bu nufus yaz aylarında 20.000'i aşmaktadır.
ALACAKAYA
Bölgede Türk hakimiyeti Selçuklular devrinde başlar. 1071 Malazgirt Savaşından sonra Harput ile birlikte bölgemiz de sırasıyla Çubuk Oğulları, Artuk Oğulları, Anadolu Selçukluları, Dulkadir Oğulları, Akkoyunlar ve Safavilerin idaresine girmiştir. Harput ve havalisi Çaldıran Savaşı ile Yavuz Sultan Selim tarafından Osmanlı topraklarına katıldı. Sultan Selim Han'ın tahtına bağlılık ve itaatlerini bildiren İran Hükümdarlarına karşı Osmanlıların yanında yer alan Uç Beylerinden Cimşit Bey, Osmanlı yöneticilerinin güven ve beğenisini kazandığından, buna karşılık Sultan da kendisine büyük yardımlarda bulundu. Cimşit Bey sağlığında beyliğini oğluna devretti. Cimşit Bey'in ölümünden sonra da oğlunun beyliğinin onaylandığına dair Sultanlık Fermanı verildi.O döneme ait birçok fermanın olduğundan bahsedilmektedir.
İlçe Merkezinin bugünkü yerinin tarihçesi yörede çıkarılan krom cevherinin tarihçesi ile başlamaktadır. Maden İlçesindeki bakır cevherinin odundan elde edilen ısıyla eritildiği dönemlerde Guleman Köyü halkından biri Ergani Bakır işletmesi'ne hayvanı ile odun taşırken gece hayvanın yükünü dengeleştirmek için yerden tesadüfen aldığı bir taşı kullanır ve yoluna devam eder. Sabahın erken saatinde Ergani Bakır İşletmesi'ne varır. Hayvanın yükünü indirirken artık işine yaramayan taşı bir kenara atar. Tesadüfen o sırada oradan geçen Maden Yüksek Mühendisi Abdullah Hüsrev Bey vatandaştan bu taşı nerede bulduğunu sorar ve yerini öğrenir. Köylü ile birlikte Guleman Köyü yakınındaki Saisi mıntıkasına gelir. Buradan topladığı taş parçalarıyla birlikte Maden'e döner. Yapılan incelemeler sonucunda Guleman yöresinde zengin krom yataklarının olduğu , sonradan GÜLUMAN soyadını alan Abdullah Hüsrev Bey tarafından 1935 yılında bulunmuş oluyor. Bölgede bulunan bu krom cevherinin işletilmesine 1936 yılında başlanmıştır. Bugünkü İlçe merkezinin bulunduğu yerde Şarkkromları T.A.Ş. kurularak maden çıkarılmaya başlanmış, 1939 yılında da Müessese haline dönüştürülerek Etibank Mahdut Mesuliyetli Şarkkromları İşletmesi Müessesesi adıyla faaliyet göstermeye devam etmiştir. Müessese, idari binalarının yanında idari ve teknik kadrolarda çalışan personelinin barınması için konut ve sosyal tesisler yapmıştır. Krom çıkarılması ve iş yerlerine gidiş geliş yollarının yapılması için çok sayıda insan gücüne ihtiyaç duyulması sebebiyle çevre köy ve ilçelerden yöreye büyük oranda işçi akını oluşarak zamanla Etibank tesislerinin civarında sağlıksız bir yapılaşma ile bir yerleşim birimi oluşmuştur. 1987 yılında bugünkü İlçe merkezine 2 km uzaklıktaki Guleman köyü ile birleştirilerek Maden İlçesine bağlı Alacakaya adıyla belde Belediyeliği oluşmuştur. Yapılan ilk Belediye seçimleri sonucunda Dt.Cimşit DEMİR Alacakaya Beldesinin Belediye Başkanı seçilmiştir. 20 Mayıs 1990 gün ve 20525 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 3644 sayılı kanunla da Alacakaya adı ile İlçe statüsüne kavuşmuştur.