- Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız?
Ben Betül FIRAT, 13 Ekim 1984 Ankara’nın başkent oluşunun yıl dönümünde Amasya’da doğmuşum. Memleketim masallar diyarı olarak anılan Amasya’dır. Ailemin 4 çocuğundan ilkiyim. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Ziraat Mühendisliğini 2010 yılında tamamlayarak 2012 yılında kamu kurumuna teknik personel olarak atandım. Daha sonra 2018 yılında Yüksek Lisansımı tamamladım. Engelli personel kadrosunda mühendis olarak başladığım görevlerime devam etmekteyim. 2007-2009 Yılları arasında Engelli Halter (Benç Press) ile de ilgilenmiş olup orta sıklette Türkiye 2. Liğini yakalamış bulunmaktayım. Ankara’da ikamet etmekteyim. Başkenti evim olarak sahiplenmiş bulunsam da soran olursa Türkiyeliyim ben derim; belli yerlerini görüp, yaşayıp kalan yerleri de zaman içerisinde görme hevesiyle. Ülkemi de içindeki insanlarımızı ve doğasını seviyorum. Tam bir vatanseverim. Hayatın rengârenk olduğunu düşünen biriyim.
- Yazmaya nasıl başladığınızdan ve ne kadar zamandır yazdığınızdan bahseder misiniz biraz?
Yazmaya lise yıllarında başladım. Diyarbakır Anadolu Öğretmen Lisesi mezunuyum. Lisede şiir dinletilerimiz olur ve ezberlediğimiz ünlü şairlerin dizelerini okurduk. Kompozisyon derslerimiz de ayrıydı tabi ki; genelde yazdıklarım bütün sınıfa okunurdu. Edebiyatla da o yıllarda tanışmış kitapların en iyi arkadaş olduğunu öğrenmiştim. Sadece içimden gelenleri ve içimden geçenleri kâğıda oradan da okuyucuya aktarıyorum; hepsi bu. Zamanla kurgularımın üzerinde de çalışarak kendimi geliştirebileceğimi düşünüyorum.
Edebiyatın bu kadar içinde olup; biraz da duygusal olduğum düşünülürse yazmamak benim için bir kayıp olacaktı. Susmayan bir beynim var. Her zaman üretmeye programlı olmak evet biraz yorucu olsa da gerçekten keyifli benim için.
- Yayınladığınız kitap sayısı ve konuları nelerdir?
Henüz ilk kitabım yayınlandı. Mavinin Fecri adlı eserim deneme türündedir. Tamamen duygu ve düşüncelere dayalı içsel bir yolculuktan oluşmakta. Hayatın rengârenk olduğunu düşünen biriyim. Her şey var hayatta. Mavinin Fecri Kitabımda önsözde de yazdığım gibi barış, sevgi, adalet ve aşk dolu olsun her yanımız.
Eserimin haricinde kitap haline getirmeyi düşündüğüm; yüzün üzerinde şiirim bulunmakta ve bunlardan bir kaçına beste yaptırdım; onları da bu şekilde değerlendirmeye çalışıyorum. Çeşitli yerlerde yayınlanmış köşe yazılarım bulunmakta ve köşe yazılarıma farklı mecralarda devam etmekteyim. İçimde başka bir ben bulunmakta; deneme yazıları bulunan kitabım haricinde.
- Yazarken karşılaştığınız zorluklar oldu mu? Yazmak ve yayınlamak; sizin için hangisi daha zordu?
Yazmak özgür kılıyor insanı. Kâğıt ve kaleminizle hayal gücünüzün ve duygu düşüncelerinizin sınırlarını zorlayabilirsiniz. Yayınlamak daha zor sanırım. Yayınlandıktan sonraki duygu tarifsiz. Çünkü artık o yazıtlar sizin değil; okurla paylaşmış oluyorsunuz. Onu biraz hayatınıza ve iç dünyanıza almış oluyorsunuz. Aynı şekilde siz de okurunuza misafirlik yapıyorsunuz. Farklı dünyalardan birbirinin yüreğine dokunmak ve çok uzaklardan hissedilmek gibi. Aldığım tepkilerden sonra iyi ki yayınlamışım diyorum. Doğum gibi sancılı bir süreç geçirdikten sonra eserinizi elinize almak ve başkalarının elinde görmek mutluluk verici.
- Yazılarınızda sizi besleyen kaynaklar nelerdir, ilham kaynağınız nelerdir; biraz bahseder misiniz?
Edebiyatı seviyorum. Kitap okurken yazarla sohbet etmiş gibi haz alıyorum. Yazmak biraz içsel bir şey. İlham perilerim benimle birlikte diyebilirim ancak. Hislerimin güçlü olmasının, daha yoğun yaşamamın duyguları ve hayal gücümün kuvvetli olmasının büyük etken olduğunu düşünüyorum.
Ben kitaplar ve hayatla besleniyorum. Genelde yaşantımda insanlara ve akıp geçen hayata karşı dikkatliyimdir. Bunlardan kolayca çıkarım yapabilirim. Olgular, olması gerekenler ve olmamışlar yeterince malzeme konusu veriyor bana. Bana bir kelime verin ve sonra sayfalar dolusu üzerine yazdıklarımı keyifle okuyun.
- Kitap okur musunuz? Bulunduğumuz dönemde yayınlanan kitaplarla ilgili düşünceleriniz nelerdir?
Kitap kurdu olduğum doğrudur. Kitaplarımın envanterini tutacak kadar önem vermekteyim buna. İnsanların benden şikâyetleri de çok okuduğum için oluyor genelde. Kendimi, ruhumu beslemem ve kendi dünyamı yaratmam gerekiyor ki; içimdekileri daha iyi şekillendirebileyim. Çoğunlukla çapraz okuma dediğimiz şeyi yapıyorum; bunu itiraf edebilirim sanırım. Yani aynı anda farklı türlerden birden fazla kitabı okumak. Bu bana garip ve farklı bir haz veriyor. Okumaya ve bilgiye karşı bir açlık hissi var ve hangi koşulda olursam olayım elimden kolay bırakamıyorum kitaplarımı.
Yazmak için yazmak; popüler olma çabaları pek bana göre değil. Ben yazmayı insanlara ulaşma ve hiç tanımadığım biri bile olsa onunla bir şeyler paylaşma olarak görüyorum. O yüzden genç veya orta yaşlı fark etmez. Edebi nitelikli kitapların çoğalması taraftarıyım. Şu an aramızda olmayan ama hala da okurken verdiği keyfi yitirmeyen birçok edebi eser bulunmakta; hiçbir zaman modaları geçmiyor. Belki bir gün onlara ulaşma imkânım olur. Kimsenin emeğini küçümsemem; herkes bir şekilde emek veriyor ama zorlamayla olanları çok net ayırabiliyorum.
- Yazmanın sizin için ne ifade ettiğini öğrenebilir miyiz?
İnsanlara ne kadar gerçekçi gelir bilmiyorum ama yazmak deşarj ediyor beni. Patlamaya hazır bir volkan gibi olduğum zamanları yakınlarım çok iyi bilir. O volkan genelde yazılarla patlar. ‘Yazmak Hayattır’ daha yeni bir köşe yazısı yazdım; güzel tesadüf. Genelde olayları ve duyguları içimde yaşan bir insanım; bazen insanlara gerekli tepkiyi vermiyormuş gibi hissediyorum. Sosyal biriyim; söylediklerimden asosyal olduğum anlaşılmamalı. Duygu ve düşüncelerimin çoğunluk kısmını oluşturacak bölümünü genelde kendime saklarım. Daha sonra haznem bu konuyla yeterince meşgul olup dolduysa yazıya doğru kendiliğinden akmaya başlar. Yazmak konuşmaktan daha etkili gelir bana her zaman çünkü yazarken düşünme ve düşüncelerinizi toparlamak için zamanınız olur. Belki de yazmaktaki sırrım budur.
- İyi yazmak için bir formül var mıdır size göre?
İyi yazmak neye gör bir kıstas bilmiyorum. İyi bir okur olarak yazarın duygusu, düşüncesi, anlattıkları bana bir şekilde geçip; beni etkiledi mi önemli olanın bu olduğunu düşünürüm. Sizi heyecanlandıran beklediğiniz kişiden bir mesaj almak gibi. Benim de ilk hedefim okur üzerinde bıraktığım izlenimin bu şekilde olmasıdır. Kendilerini bana yakın görmeleri ve yazdıklarıma değer vermeleri belirler bu yolda nasıl olacağımı. Genelde kalemimin güçlü olduğunu söylerler. Yolumun başındayım ve uzun bir süreç var önümde. İyi miyim bunun muhakemesi uzun sürer ama sürekli gelişmek zorunda olduğumu hissederim. Hayatta okumak ve yazmakta bir doyum noktam olduğunu düşünmüyorum. Bunları yaparken de yaptığım işlerin kaliteli olması için çalışırım. Her zaman daha kaliteli ve iyisi olmasını hedeflerim.
- Yazmak isteyenlere önerileriniz nelerdir?
Yazmak içsel dünyanız, hayal gücünüz ve dilinizi etkili kullanmakla ilgilidir. Kendinizi ne kadar doldurursanız o kadar kaliteli işlerin çıkarılacağına inanıyorum. Kendinize de olsa sürekli yazın ve sürekli farklı tür ve düşünceleri okuyun olur önerim. Ruhunuzu, duygularınızı ve kaleminizi beslemenizle birlikte bir hayat duruşu edinebileceğinizi düşünüyorum. Bunları eserlerinize de yansıtmanız gerekli. O yüzden hiçbir zaman vazgeçmeyin.
- Buradan okurlarımıza mesajınız nedir, ne söylemek istersiniz?
Dünya ve Türkiye edebiyatını tanımanın güzel ve iyi yolu eserleri okumaktan geçer. Tanımaya çalışmanızı öneririm. Her tarz ve her düşünceyi okumak gerek diye düşünüyorum. Her kitap yazarıyla sohbet etmektir ve onu tanımaktır; size vereceğini almak ve hayatınıza katkı sağlamasına izin vermektir.
Güzel bir dünya için; hür, adil, sevgi ve aşk dolu bir dünya yaratalım birlikte. Sözlerime katılırsanız ilham verelim birbirimize ve birbirimizi yüceltelim derim.
Şimdiden ilgi ve alakaları için teşekkür ediyorum sevgili okurlarımıza.