1-Hangi eşyalar ziynet eşyası sayılır?
Bir eşyanın ziynet eşyası sayılabilmesi için altın, gümüş gibi değerli madenlerden yapılmış olması gerekir. Ayrıca bahsi geçen eşyaların süs eşyası olarak kullanılıyor olması gerekmektedir. Diğer koşul ise bu eşyaların nikah akdinden dolayı kişilere takılmış olmasıdır. Bu üç şart sağlandığı takdirde o eşya ziynet eşyası kabul edilir.
2-Ziynet eşyaları kime aittir?
Yargıtay bu konudaki kararını değiştirmiştir. Önceleri düğünde takılan bütün ziynet eşyaların kadına ait olduğu kabul edilirken Yargıtay bu konudaki fikrini değiştirmiş ve düğünde takılan takılardan erkeğin üzerine takılanlar erkeğin, kadının üzerine takılanlar kadının kabul edilir.
Bu durum düğün videosu ya da düğün fotoğrafları ile ispat edilebilir. Düğün videosu işe kimin üzerine ne takıldığı rahatlıkla anlaşılabilir. Ancak takının kime takıldığı ispatlanamıyorsa tarafların paylı mülkiyetinde varsayılır.
Sonuç olarak Yargıtay düğündeki takılar kim tarafından takılmış olursa olsun kadına takılmış sayılır fikrini değiştirerek düğünde hangi tarafın taktığı bir önemi olmaksızın kadının üzerine takılan takılar kadının, erkeğin üzerine takılan takılar erkeğin sayılır.
Önemli olan takıların kimin üzerine takıldığıdır. Mesela damat tarafından biri gelinin üzerinde bulunan kuşağa takı takmış ise o takı geline ait kabul edilir. Önemli olan takıyı kimin taktığı değil takının kimin üzerine takıldığıdır.
3-Kadın ziynet eşyalarının kendisinde olmadığını iddia ediyorsa ispat külfeti kime ait olur?
Kadın ziynet eşyalarının kendisinde olmadığını iddia ediyorsa bunu şüpheye yer vermeyecek şekilde ispatlamakla yükümlüdür. İddia eden iddiasını ispatla mükelleftir karinesi gereğince bu durumu iddia eden kadın olduğundan ispat etmek zorunda olan da kadın olur.
Kadın ziynet eşyalarının kendisinde olmadığını tanıkla da ispat edebilir. İspat yükü hayatın olağan akışında kadına düşer zira iddia eden de kadındır. Hayatın olağan akışında ziynet eşyalarının kadının himayesinde olduğu kabul edilir.
Yargıtay güncel kararları der ki; evi terk eden kadının ya da evden ayrılan kadının ziynet eşyalarını da yanında götürdüğü kabul edilir. Aksini kadın ispatlamak zorundadır.
4-Ziynet eşyaları ile ev ya da araba alınmış ise ne olur?
Kişiler evlendikten sonra ziynet eşyaları ile ev ya da araba almış olabilirler. Ziynet eşyaları ortak konutun ihtiyaçları için harcanmış olabilir. Ziynet eşyaları bir hastalık nedeniyle de harcanmış olabilir.
Böyle bir durumda ispat külfeti erkeğe aittir. Erkek, ziynet eşyalarını kadının iade almamak üzere verdiğini ispat etmek zorundadır.
Sonuç olarak erkek, kadının ziynet eşyalarını iade almamak üzere verdiğini ispat edemediği takdirde her ne kadar ziynet eşyaları ortak harcamalar için harcanmış olsa da geri verilmek zorunda olur. Erkek böyle bir durumda ziynet eşyalarını kadına iade etmelidir.
Erkeğin sorumluluktan kurtulmasının şartları; kadın ziynetleri rızasıyla vermiş olmalıdır, kadın ziynetleri iade almamak üzere vermiş olmalıdır ve ziynetler ortak harcamalar için harcanmış olmalıdır.
Şayet erkek evlilik birliği devam ederken ziynetleri geri verdiğini iddia ediyorsa bu durumu ispatla yükümlüdür.
Düğün sırasında takılan ziynet eşyaları kim tarafından takılırsa takılsın, aksine bir anlaşma bulunmadıkça kadına bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır. Bu eşyaların iade edilmemek üzere kocaya verildiği, kadının isteği ve onayı ile bozdurulup müşterek ihtiyaçlar için harcandığı hususu davalı tarafça ispatlandığı takdirde, koca bunları iadeden kurtulur.
5-Ziynet eşyası davasında görevli mahkeme neresidir?
Ziynet eşyası davasında genel yetkili mahkeme davalının yerleşim yeri mahkemesidir. Görevli mahkeme ise Aile Mahkemesidir.
Ancak Aile Mahkemesi bulunmayan yerlerde Asliye Hukuk Mahkemesi görevlidir.
6-Ziynet eşyası davası açabilmek için tarafların boşanması zorunlu mudur?
Ziynet eşyası davası açabilmek için tarafların boşanma zorunluluğu yoktur. Ziynetler üzerinde eşler her zaman tasarruf hakkına sahiptir. Evlilik birliği devam ederken dahi dava açılabilir.
7-Düğünde takılan altınların ispatı nasıl olur?
Düğünde takılan altınların ispatında bilirkişi raporları, düğün videosu, tanıkların ifadeleri, makbuzlar, faturalar, yazılı belgeler kullanılabilir.
8-Ziynetlerin evlilikteki niteliği nasıldır?
Ziynetlerin evlilikte kadın tarafından kullanıldığı kabul edilir. Özellikle de bilezik koşulsuz kadına ait kabul edilir. Bileziğin kime ait olduğu tartışması dahi söz konusu olamaz.
Ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğu kabul edilir. Ziynet eşyaları kadın tarafından saklanabilir. Kadın tarafından götürülebilir.
9-Ziynet eşyası davasının nasıl açılmasını önerirsiniz?
Yukarıda da bahsettiğimiz üzere ziynet eşyası davası, ayrı bir davaya konu olsa da boşanma davasıyla birlikte açılabilir. Ancak boşanma davası ile birlikte talep edilecekse TERDİTLİ(DERECELİ) olarak talep edilmelidir.
Aynen ödeme mümkün değilse fiili ödeme günündeki karşılığının ödenmesi gerekmektedir.
10-Ziynet eşyaları, mal paylaşımı davası ile birlikte talep edilebilir mi?
Ziynet eşyaları niteliği gereği kişisel mal kabul edildiği için mal paylaşımı davası ile birlikte talep edilemez.
11-Ziynet davalarında ispat yükünün kanuni dayanağı nedir?
HMK md 190: İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.
12-Ziynetler düğün, balayı, kına için harcanmış ise bu durumda ne olur?
Diyelim ki ziynetler düğün, balayı için vs harcanmış ise kadın ziynetleri rızası ile vermiş olsa dahi eğer erkek tarafından iade almamak üzere bağışlandığı ispat edilemezse erkek ziynetleri vermek zorundadır.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2019/597 E. , 2019/2876 K. 02.04.2019 tarihli kararında;
“Dava konusu kadına ait olan altınlar koca tarafından bozdurulup değişik amaçlarla kullanılmış olabilir. Çeşitli sebeplerle (evin ihtiyaçları, düğün borçları, balayı vs) koca tarafından bozdurulan bu altınların karşılığının hibe edilmediği müddetçe kadına iadesi zorunludur. Ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kocaya verildiğinin, davacının isteği ve onayı ile ziynet eşyalarının bozdurulup ev ihtiyaçları için harcandığının davalı yanca kanıtlanması halinde koca ziynet eşyalarının iadesinden kurtulur. Somut olayda; davalı her ne kadar altınların rızasıyla verildiğini ifade etmekte ise de, geri verilmemek üzere alındığını ispat yükü davalı tarafa aittir. Ancak davalı taraf bu hususu ispat edememiştir. Bu nedenle mehir senedindeki altınlar yönünden de davanın kabulüne karar vermek gerekirken davanın reddine karar vermek doğru olmamış bozmayı gerektirmiştir.”
13-Tüp bebek tedavisi için harcanan ziynetin kadına iadesi gerekir mi?
Ziynetlerin bedeli tüp bebek tedavisi için harcanmış ise ziynetlerin kadına iadesi gerekir. Aynen iadesi mümkün değilse fiili ödeme günündeki bedeli ödenmelidir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2017/1769 E. , 2018/13037 K. 19.11.2018 tarihli kararında;
“Toplanan delillerden dava konusu edilen ziynet eşyalarının tarafların tüp bebek tedavisi için kullanıldığı anlaşılmaktadır. Davalı-karşı davacı erkekte; ön inceleme duruşmasında tüm takıları aldığını ve tedavi amacı ile kullandığını kabul etmiştir. Evlilik sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından alınmış olursa olsun ona bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır. Bu durumda ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere erkeğe verildiğinin ispatlanması halinde erkek almış olduğu ziynet eşyalarını iadeden kurtulur. Somut olayda, ziynet eşyalarının bozdurulduğu anlaşılmış ise de; tekrar iade edilmemek üzere davalı-karşı davacı erkeğe verildiği hususu kanıtlanmamıştır. Bozdurulan ziynet eşyalarının rıza ile ve iade şartı olmaksızın verildiğini davalı erkek ispatlamak zorunda olup, davalı erkek bu durumu ispat edemediğinden dava konusu ziynet eşyalarını davacı kadına iade ile mükelleftir. Gerçekleşen bu durum karşısında davacı-karşı davalı kadının ziynet alacağı davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir.”
SONUÇ:
Ziynet eşyaları ve eşlere takılan diğer takılar Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre kime takılmış olursa olsun ve niteliğine bakılmaksızın kadına ait kabul ediliyordu. Ancak Yargıtay Hukuk Genel Kurulu görüş değişikliğine gitmiş ve kim tarafından takıldığının bir önemi olmaksızın kadının üzerine takılanlar kadının, erkeğin üzerine takılanlar erkeğin kabul edilmiştir.