Kıbrıs’ta yapılan anket ve araştırmalar sonucunda kadına şiddet daha çok görünürlük kazanmış ve ne yazık ki vahim gerçekler ortaya çıkmıştır.Kıbrıs’ta yapılan anket ve araştırmalar sonucunda kadına şiddet daha çok görünürlük kazanmış ve ne yazık ki vahim gerçekler ortaya çıkmıştır.
Göç Kimlik ve Hak Çalışmaları Merkezi Direktörü Mine Yücel ile Kıbrıs’ta kadına yönelik şiddet hakkında bir yapılan bir röportaja göre Kıbrıs’ta en az her 3 kadından biri şiddet görüyor ve çoğu zaman olduğu gibi kadına şiddet uygulayan erkek profilini sadece eğitimsiz kimseler oluşturmuyor , eğitimli olarak anılan , çevrelerinde söz ve itibar sahibi erkekler de kadına şiddet uygulamaktan geri kalmıyorlar.
Aynı röportaja göre Kıbrıs’ta 183 hattının kurulması ile kadınlar şiddet konusunda bilinçlenmiş ve şiddet gören kadınlar daha çok başvuru yapmaya başlamışlarıdır. Covid-19 salgını döneminde 183 hattına başvuru sayıları azalmıştır ancak ne yazık ki bunun sebebi şiddet gören kadın sayısının azalması değil , şiddet mağduru kadınlar 183 hattı yerine Lefkoşa Türk Belediyesi’nin Kadın Sığınma Evi’ni ve buna benzer özel dernekleri aramayı tercih etmişler.
Bu noktada Kıbrıslı kadınlar büyük bir problemle karşı karşıya kalıyorlar çünkü KKTC’de sadece bir tane kadın sığınma evi var o da az önce yukarıda bahsettiğimiz Lefkoşa’da ki Türk Belediyesi’nin Kadın Sığınma Evi bu da demek oluyor ki Lefkoşa dışında başka bir yerde yaşayan kadınların şiddet görmeleri halinde gidebilecekleri ve kendilerini güvende hissedebilecekleri bir yer yok ayrıca bilindiği üzere Lefkoşa’ya diğer kentlerden ulaşım çok zor ve meşakkatli olmakta ve toplu taşıma araçları sadece günün belli saatlerinde hizmet vermektedir .
Bu sebeplerden dolayı kendilerini çaresiz hisseden kadınlar şiddeti sineye çekiyorlar ve sanki şiddet hayatın bir parçasıymış gibi yaşamak zorunda kalıyorlar .
Son yapılan araştırmalara göre Kıbrıs’ta antidepresan kullanım oranı ciddi şekilde artmıştır. Bu oranın artmasında ülkede tek bir kadın sığınma evinin olmasının payı yadsınamayacak kadar büyüktür, şiddet gören kadınlar antidepresan ilaçları ile travmalarını unutmaya ve atlatmaya çalışıyorlar ancak çözümün ilaçlar olmadığı gün gibi ortadadır , çözüm Kıbrıs’ta kadın sığınma evlerinin sayısını arttırmak olacaktır böylece her Kıbrıslı kadın nerede yaşarsa yaşasın şiddet görme ihtimalinde onu bekleyen güvenli bir evinin olduğunu bilecek, antidepresanlara başvurmayacak , susmak ve boyun eğmek zorunda kalmayacaktır.
Şu an gündemde ikinci ve üçüncü kadın sığınma evlerinin Gazimağusa’ya ve Girne’ye yapılacak olması var umarız bu kadın sığınma evleri ve daha fazlası en kısa sürede faaliyete başlar ve daha fazla kadının mağdur olmasını , sessiz kalmasını önler ve daha önemlisi umarız ki bir gün hiçbir kadının sığınma evine ihtiyaç duymadığı bir sabaha uyanırız.