GENEL OLARAK:
“Devlet ve/veya kamu tüzelkişilerinin kolluk faaliyeti dışında asli ve sürekli görevlerinden bir tanesi de devamlılık, eşitlik, tarafsızlık vb. İlkeler ekseninde kamu hizmetini yürütmektir. Devlet veya kamu tüzelkişileri yürütmekle yükümlü olduğu kamu hizmeti görevinde bir takım taşınır ya da taşınmaz malvarlığına ihtiyaç duymaktadır. Devlet ya da kamu tüzelkişileri yürütmekle yükümlü olduğu kamu hizmeti için ihtiyaç duymuş olduğu taşınır ya da taşınmaz malvarlığı kimi zaman kendi malvarlığı bünyesinde bulunmaktadır. Devlet veya kamu tüzelkişileri, kendi malvarlığı bünyesinde olmayan taşınır ya da taşınmaz malvarlığı edinmek için bir takım hukuki ya da fiili yollara başvurmaktadır. Bu kapsamda devlet ya da kamu tüzelkişilerinin ihtiyaç duymuş olduğu taşınır ve/veya taşınmaz malvarlığı edinme yolları şu şekildedir; trampa, kamulaştırma (ivedi ya da olağan), istimval( rekizisyon), idareler arası malvarlığı devri, satış sözleşmesi, ihale vb. ‘dir.
Çalışma konumuz ile yakından ilgili olduğu için devlet ya da kamu tüzelkişilerinin malvarlığı kazanma yollarından sadece kamulaştırma yöntemi daha özelde acele kamulaştırma kurumu üzerinde durulacaktır.
Kamulaştırma, devlet ya da kamu tüzelkişilerinin kamu hizmeti( kamu yararı) için gerekli olan özel hukuk gerçek ya da tüzelkişilerinin maliki bulunduğu taşınmazın gerçek karşılıklarını taşınmaz maliklerine peşin ödemek ya da kanunun izin vermiş olduğu konularda ve yine kanunun öngördüğü süre ve şekillerde taksitle ödemek suretiyle bir kısmının ya da tamamı mülkiyetinin kamuya geçirilmesi veya taşınmazın üzerinde devlet ya da kamu tüzelkişileri lehine, malikler aleyhine irtifak hakkının tesis edilmesidir(AY m.46, 2942 s K m.1)”[1].
Acele kamulaştırma ise, milli müdafaa mükellefiyeti kanununda yer alan haller, cumhurbaşkanı tarafından alınacak karar uyarınca ve özel kanunda yer alan olağanüstü hallerde özel hukuk gerçek veya tüzelkişilerine ait olan taşınmazı acele kamulaştırılan taşınmazlarının kıymet takdirleri dışında işlemler sonra tamamlanmak üzere, idarenin kanunda belirtilen süre içerisinde, mahkemeye müracaat ederek olağan kamulaştırma usulünde olduğu gibi kamulaştırma bedelinin tespiti esaslarına acele kamulaştırmaya konu taşınmazın değerinin belirlenip; tespit edilen kamulaştırma bedelinin taşınmaz maliki adına açılacak olan banka hesabına yatırılarak taşınmaza fiili olarak el atma imkanı veren bir kurumdur( 2942 s. K m.27/1)[2].
- ACELE KAMULAŞTIRMA DAVALARINDA MAKUL SÜRE KAVRAMI:
Devlet veya kamu tüzelkişileri kamu hizmetini yürütmek amacıyla özel hukuk gerçek veya tüzelkişilere ait taşınmaz malları hakkında acele kamulaştırma işlemi yapılmış ise de bu işlemin yapılması başlı başına yeterli değildir. İdare tarafından acele kamulaştırma kararının alınmasından itibaren 7 gün içerisinde mahkemeye müracaat ederek kamulaştırma kanunun 10 ve 15. Maddeleri uyarınca acele kamulaştırmaya konu taşınmazın kamulaştırma bedeli tespit edilip; taşınmaz malikinin adına açılacak banka hesabına yatırılacak ve bu surette taşınmaza fiili olarak el atma imkanı elde edecektir. Ancak bu durum başlı başına yeterli değildir. Bunun akabindeidare taşınmaz malikine satın alınma teklifinde bulunacaktır. Taşınmaz maliki idare tarafından yapılan uzlaşma( satın alma ) teklifini kabul edilmez ise o durumda acele kamulaştırma kararı alan idare tarafından kamulaştırmaya konu taşınmaz malın değerinin tespiti ve idare adına tescili için taşınmazın bulunduğu yer asliye hukuk mahkemesinde kamulaştırma bedelinin tespiti ile idare adına tescili davası açılması gerekmektedir.
Acele kamulaştırma yapan devlet ya da kamu tüzel kişiliğine sahip kamu idarelerinin kamulaştırma kanunun 27. maddesi uyarınca kamulaştırma kurallarını işlettikten sonra taşınmaz maliklerine usulüne uygun şekilde satın alma teklifinde bulunmasına rağmen taşınmazı kamulaştırılan gerçek veya özel hukuk tüzelkişisi bu teklifi kabul etmemesi halinde acele kamulaştırma yapan kamu idarelerinin taşınmaz malikleri aleyhine taşınmazın bulunduğu yer asliye hukuk mahkemesinde kamulaştırma bedelinin tespiti ile taşınmazın kendileri adına tescili davası açmasına dair kamulaştırma mevzuatında herhangi bir süre öngörülmemiştir.
Ancak, acele kamulaştırma davalarında dava açma süresi yasal mevzuatta herhangi bir süre öngörülmemiş ise de öğretide[3] ve yerleşik yargı içtihatlarına[4] göre, acele kamulaştırma işlemi yapan kamu idaresi acele kamulaştırma kararının( el koyma kararının) alındığı tarihten itibaren 6 ay içerisinde usulüne uygun şekilde yapılmış satın alma teklifini kabul etmeyen acele kamulaştırma kararına konu taşınmazın maliki olan özel hukuk gerçek veya tüzelkişiliği aleyhine taşınmazın bulunduğu yer asliye hukuk mahkemesi nezdinde kamulaştırma bedelinin tespiti ile tescil davası açması gerekmektedir. Kamulaştırma bedelinin tespiti ile tescili davası için dava açma süre bakımından 6 aylık süre yüksek mahkemenin istikrar kazanmış içtihatları uyarınca makul süre olarak kabul edilmektedir. Nitekim, yüksek mahkeme 6 aylık makul süre kavramına 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunun 7. Maddesinin son fıkrasından[5] yola çıkarak uygulamaktadır. İdare tarafından yüksek mahkemenin istikrar kazanmış olduğu kararları ve öğretide belirtilen 6 aylık makul süre içerisinde taşınmaz malikleri aleyhine kamulaştırma bedelinin tespiti ile tescili davası açması gerekmektedir. Aksi halde, idare taşınmaza kamulaştırmasız( fiili) el atmış olur[6]. Böyle bir durumda taşınmaz malikleri, acele kamulaştırma kararının alındığı tarihten itibaren 6 aylık makul süre içinde idare tarafından kendi aleyhlerine kamulaştırma bedelinin tespiti ile tescil davası açmaması halinde kendileri bu tarihten sonra idare aleyhine kamulaştırmasız el atmaya dayalı olarak tazminat veya el atamanın önlenmesi davası açabilir. Taşınmaz malikleri bu davaların yanında idare aleyhine haksız işgal tazminatı davası da açabilir.
Uygulamada, kurumlar lehinecumhurbaşkanlığı makamı tarafından veya diğer makam veya merciler kendileri lehine bazı özel hukuk gerçek veya tüzelkişilerine ait taşınmazlar aleyhine acele kamulaştırma kararı vermektedir. Lehine acele kamulaştırma kararı verilen kurumlarda özel hukuk gerçek veya tüzelkişilerinin taşınmazına Kamulaştırma Kanunun 27. Maddesi mucibinde mahkemeye müracaat ederek taşınmazın değerinin 2942 s. K m.27 maddesi yollamasıyla 10 ve 15. Maddeleri uyarınca taşınmazın değerinin tespiti ile taşınmaza el koyulmasını ve tapuya bu hususta şerh verilmesini talep etmektedir. Mahkemede yapmış olduğu yargılama sonucunda şartları taşınması halinde ilgili taşınmaz hakkında lehine kamulaştırma kararı alınmış kurumlar lehine fiili olarak acele el koyma kararı ve bu hususun kamulaştırma konusu taşınmazın tapu kayıtlarına şerh vermektedir. Ancak söz konusu kurumlar el koyma kararı sonrasında taşınmazı kamulaştırılan özel hukuk gerçek veya tüzelkişilere satın alma teklifinde bulunmuyor ya da teklif taşınmaz malikleri tarafından kabul edilmemesine rağmen taşınmaz malikleri aleyhine kamulaştırma bedelinin tespiti ile tescil davası açmamaktadır. Böyle bir durumda söz konusu kurumlar acele el koyma kararından itibaren 6 aylık süre içerisinde taşınmaz maliklerine karşı dava açması gerekmektedir. Aksi halde az yukarıdada detaylı bir şekilde izah ettiğimiz üzere, adı geçen kurumlar bireylere ait taşınmazlara kamulaştırmasız el atmış olduğu kabul edilir.
- III. SONUÇ:
Acele(ivedi) kamulaştırma yapan devlet ya da kamu tüzel kişiliğine sahip kamu idarelerinin kamulaştırma kanunun 27. maddesi uyarınca kamulaştırma kurallarını işlettikten sonra taşınmaz maliklerine usulüne uygun şekilde satın alma teklifinde bulunmasına rağmen taşınmazı kamulaştırılan gerçek veya özel hukuk tüzelkişisi bu teklifi kabul etmemesi halinde acele kamulaştırma yapan kamu idarelerinin taşınmaz malikleri aleyhine taşınmazın bulunduğu yer asliye hukuk mahkemesinde kamulaştırma bedelinin tespiti ile taşınmazın kendileri adına tescili davası açmasına dair kamulaştırma mevzuatında herhangi bir süre öngörülmemiştir. Ancak, acele kamulaştırma işlemi yapan kamu idaresi yerleşik yargı içtihatlarına göre, acele kamulaştırma kararının alındığı tarihten itibaren 6 ay içerisinde usulüne uygun şekilde yapılmış satın alma teklifini kabul etmeyen acele kamulaştırma kararına konu taşınmazın maliki olan özel hukuk gerçek veya tüzelkişiliği aleyhine taşınmazın bulunduğu yer asliye hukuk mahkemesi nezdinde kamulaştırma bedelinin tespiti ile tescil davası açması gerekmektedir. Aksi halde idare acele kamulaştırma işlemine konu taşınmaz mala kamulaştırmasız el atmış olur. Böyle bir durumda da taşınmaz malikleri idare aleyhine kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat veya el atmanın önlenmesi davası ile haksız işgal tazminatı için dava açabilir. Nitekim yüksek mahkeme kararları da bu yöndedir; “Dosyada bulunan kanıt ve belgelere göre, dava konusu taşınmaza Şirvan Asliye Hukuk Mahkemesinin 10.04.2014 tarih ve 2014/108 Esas - 2014/138 Karar sayılı kararı ile acele el konulmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. Acele el koyma kararının verildiği tarihten itibaren, yerleşik Yargıtay içtihatları uyarınca kamulaştırma bedel tespiti davası açılması için makul süre olarak kabul edilen 6 aylık süre içerisinde idarece bedel tespit ve tescil davası açılmaması halinde, malikin kamulaştırmasız el koyma nedeniyle tazminat davası açma hakkı doğar. Somut uyuşmazlıkta, makul süre içerisinde davalı idare tarafından bedel tespit ve tescil davası açılmadığı gibi, idarece Kamulaştırma Kanunun 7. maddesi uyarınca dava konusu taşınmaza şerh konulduğu ve H.... lisans süresinin uzatılmasına karar verildiği de anlaşılmıştır. Bu durumda, davalı idare tarafından Kamulaştırma Kanunu hükümleri uyarınca acele el koyma kararı alındığı ve kamulaştırma yapılmasına ilişkin kararın geri alınmaması ile davalı idarenin acele el koyma kararı doğrultusunda dava konusu taşınmaza her an el atma hukuki hak ve yetkisine sahip olması karşısında, kamulaştırmasız el atma olgusunun gerçekleştiği anlaşılmıştır.”(Gaziantep Bölge Adliyesi Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi, Esas Numarası: 2018/2394, Karar Numarası: 2020/91, Karar Tarihi: 07.02.2020). “Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ve ecri misil istemine ilişkindir. Mahkemece, dava konusu taşınmaza davalı idarece Kamulaştırma Kanununun 27.maddesi gereğince acele el konulduğu, kamulaştırmasız el atmanın söz konusu olmadığından davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava konusu taşınmaza davalı idarece alınan 24.02.2004 tarihli kamulaştırma kararı uyarınca, Kamulaştırma Kanununun 27. maddesi gereğince 06.02.2009 tarihinde acele el konulduğu, anlaşılmıştır. Dava konusu taşınmaza mahkeme kararıyla el konulduğu sabittir. Ancak; bu karardan sonra idarenin Kamulaştırma Kanununun 8. ve 10. maddelerine uygun işlem yaparak taşınmazın kamulaştırma bedelini tespit ettirmesi gerekir. Bunun için idarenin bir an önce dava açması asıl ise de Kanunda bu sürenin belirtilmemiş olması davalıya sonsuza kadar taşınmazı elinde bulundurma yetkisini vermez. İdare el koyma kararından itibaren Dairemizin içtihatlarıyla oluşmuş 6 aylık makul süre içerisinde kamulaştırma bedelinin tespiti davası açmadığına göre, davacı mal sahibince kamulaştırmasız el atma nedeniyle taşınmaz bedelinin tahsili ve ecri misil davası açmasında herhangi bir usulsüzlük yoktur. Bu itibarla mahkemece işin esasına girilerek yapılacak bilirkişi incelemesi sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi, doğru görülmemiştir.” (Yargıtay 5. Hukuk Dairesi, Esas Numarası: 2010/19563, Karar Numarası: 2011/888, Karar Tarihi: 24.01.2011)
[1]Çak, Y; “Kamulaştırmasız el atma( fiili el atma) nedeniyle tazminat (bedel)davalarında taraf teşkili ve dahili davalı kavramı”(https://www.hukukihaber.net/kamulastirmasiz-el-atma-fiili-el-atma-nedeniyle-tazminat-bedel-davalarinda-taraf-teskili-ve-dahili-davali-kavrami-makale,10196.html) Erişim Tarihi: 11.12.2022
[2]2942 s. K m. 27/1;3634 sayılı Milli Müdafaa Mükellefiyeti Kanununun uygulanmasında yurt savunması ihtiyacına veya aceleliğine Cumhurbaşkanınca karar alınacak hallerde veya özel kanunlarla öngörülen olağanüstü durumlarda gerekli olan taşınmaz malların kamulaştırılmasında kıymet takdiri dışındaki işlemler sonradan tamamlanmak üzere ilgili idarenin istemi ile mahkemece yedi gün içinde o taşınmaz malın (Değişik ibare: 24/4/2001 - 4650/15 md.) 10 uncu madde esasları dairesinde ve 15 inci madde uyarınca seçilecek bilirkişilerce tespit edilecek değeri, idare tarafından mal sahibi adına (Değişik ibare: 24/4/2001 - 4650/15 md.) 10 uncu maddeye göre yapılacak davetiye ve ilanda belirtilen bankaya yatırılarak o taşınmaz mala el konulabilir.
(Ek fıkra: 19/4/2018-7139/29 md.) Mahkemece verilen taşınmaz mala el koyma kararı tapu müdürlüğüne bildirilir. Taşınmaz malın başkasına devir, ferağ veya temlikinin yapılamayacağı hükmü tapu kütüğüne şerh edilir. El koyma kararından sonra taşınmaz mal 20 nci madde uyarınca boşaltılır.Bu Kanunun 3 üncü maddesinin 2 nci fıkrasında belirtilen hallerde yapılacak kamulaştırmalarda yatırılacak miktar, ödenecek ilk taksit bedelidir.
[3]Öztürk, Hanife Ebru. Türk hukukunda acele kamulaştırma usulü ve yargısal denetimi, İstanbul Medipol Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2019. s. 76
[4]Yargıtay 5. Hukuk Dairesi, Esas Numarası: 2016/21977 Karar Numarası: 2017/13513 Karar Tarihi: 22.05.2017; Yargıtay 5. Hukuk Dairesi, Esas Numarası: 2015/749,Karar Numarası: 2015/5857 Karar Tarihi: 25.03.2015; Yargıtay 5. Hukuk Dairesi, Esas Numarası: 2014/28213, Karar Numarası: 2015/4488, Karar Tarihi: 11.03.2015; Yargıtay 5. Hukuk Dairesi, Esas Numarası: 2014/28212, Karar Numarası: 2015/4484, Karar Tarihi: 11.03.2015; Yargıtay 5. Hukuk Dairesi, Esas Numarası: 2017/28256, Karar Numarası: 2017/27620, Karar Tarihi: 06.12.2017;( www.legalbank.net),Erişim Tarihi: 11.12.2022
[5]2942 s. K m.7/son: İdare kamulaştırma kararı verdikten sonra kamulaştırmanın tapu siciline şerh verilmesini kamulaştırmaya konu taşınmaz malın kayıtlı bulunduğu tapu idaresine bildirir. Bildirim tarihinden itibaren malik değiştiği takdirde, mülkiyette veya mülkiyetten gayri ayni haklarda meydana gelecek değişiklikleri tapu idaresi kamulaştırmayı yapan idareye bildirmek zorundadır. (Değişik cümle: 24/4/2001 - 4650/2 md.) İdare tarafından, şerh tarihinden itibaren altı ay içinde 10 uncu maddeye göre kamulaştırma bedelinin tespitiyle idare adına tescili isteğinde bulunulduğuna dair mahkemeden alınacak belge tapu idaresine ibraz edilmediği takdirde, bu şerh tapu idaresince resen sicilden silinir.
[6]Ayrıntılı bilgi için ayrıca bakınız: Çak, Y; “Kamulaştırmasız el atma( fiili el atma) nedeniyle tazminat (bedel) davalarında taraf teşkili ve dahili davalı kavramı”(https://www.hukukihaber.net/kamulastirmasiz-el-atma-fiili-el-atma-nedeniyle-tazminat-bedel-davalarinda-taraf-teskili-ve-dahili-davali-kavrami-makale,10196.html) Erişim Tarihi: 11.12.2022; Çak, Y; “6306 sayılı yasaanlamında riskli alan kavramı ile kamulaştırmasız( fiili) el atma kurumu arasındaki ilişki” https://www.hukukihaber.net/6306-sayili-yasa-anlaminda-riskli-alan-kavrami-ile-kamulastirmasiz-fiili-el-atma-kurumu-arasindaki-iliski-makale,10401.html) Erişim Tarihi: 11.12.2022; Yargıtay H.G.K Kararı 15.10.2004 tarih, 2004/5-561 E., 2004/717 K.